Yer kürenin var oluşundan bu yana yaşayan ve canlılıkla yeni anlamlar kazanan iki büyük gezegen; ilkokuldan beri öğrendiğimiz ısı ve ışık kaynağımız Güneş ve Dünyamızın uydusu Ay. Günümüzde bilim sayesinde güneş ve ay hakkında pek çok bilgiye sahibiz. Ancak bundan binlerce ve hatta milyonlarca yıl öncesinde gündüzleri ve geceleri parlayan birer noktacıktı onlar. Bu gizemli parlak noktacıklar bir zaman sonra kültleşti.
Ay kültü neredeyse
her eski gelenekte ve kültürde yer edinmiştir. Bunların en önemlisi Mısır mitolojisini
olduğu gibi, antik Yunan ve Roma mitolojilerini de unutmamak gerekir. Ancak tüm
bu farklı kültürlerde görülen kültlerin ortak özelliği, gezegenlere yüklenilen
özelliklerin, onları simgeleyen tanrı ve tanrıçalara da yüklenilmiş olmasıdır.
Ve bu yönde de ritüeller farklılaşmaktadır. Örneğin Güneş kültü dışa, Ay kültü
içe dönüktür. Yani Ay kültünde sezgiler, içgüdüler ve ritüeller ön plandadır.
Bu yüzden Ay ışığı altında şarkılar söylenip dans edilir ve insanlar
bilinçaltlarındakini bir trans haliyle dışarı çıkartırlar. Bu yüzden ayın
sırları aynı zamanda bilinçaltımızın
sırlarıdır. İşte bu nedenle Ay’ın sırrı bunu anlatırken Ay Tanrıçası
elinde ki meşaleyle yani ayın ışığıyla, yol gösterir.
1.1
AY KÜLTÜ
Tarih boyunca Ay kültünün bulunduğu
merkezler olmuştur. Örneğin İtalya’da Diana kültü veya Teselya’da bulunan Ay
kültü buna örnektir. Bu merkezlerde pek çok ritüel yapılmıştır.
Bunlardan en eski olanlarından biri
ayı aşağı çekme ritüelidir. Bu ritüel ancak yüksek rahibe kadınlar tarafından
yapılır. Bu rahibelerden en bilineni Teselya’da yaşayan cadılardır. Aynı
zamanda kahin olan cadıların Tanrıça’nın verdiği güçle Ay’ı kontrol
edebildiklerine inanılır.[1]
(res-1)
Bu ritüeller dolunay zamanı yapılır
ve ıssız orman içleri tercih edilmektedir. Rahibelerin çıplak olması, tamamen
arınık olmanın ve kutsal giysi olan bedenin sembolü olarak kabul edilir.
Başrahibeye hilalden gümüş bir taç takılır, bu tacın önemli bir ritüel aracı
olduğu gibi, onun kılıcını gökyüzüne kaldırmasıyla ritüel başlamaktadır.
Başrahibe trans haline geçer ve çeşitli dualar, tılsımlar ile Ayın enerjisini
vücuduna almaya başlar. Bir süre sonra Ay Tanrıçası, başrahibenin bedeniyle
bütünleşir ve başrahibe vasıtasıyla kişilerle konuşur, onları kutsar, onlara
ayın enerjisini verir. Yani Tanrıça, bu ritüel ile, başrahibenin vücudu
aracılığıyla kehanetlerde bulunur ve oradakileri kutsar. Bu yüzden ritüel gizli
ve bir şekilde yapılır.
1.2 AY’IN
DÖNGÜLERİ VE ÜÇLÜ TANRIÇA
Ay’ın döngüleri aynı zamanda Ay
Tanrıçası’nın döngüleridir, Tanrıça’nın değişimlerinin Ay’ın değişimlerinde
görülmesi bundandır. Ve bu yüzden döngüler kutlanırken büyük önem verilir. Yani
Tanrıça üç yüzlüdür, bakire, anne ve yaşlı, bilge, kocakarı. Tanrıça gibi Ay’da
üç yüzlüdür, hilal, dolunay ve karanlık ay. Bu döngüler ortak bir süreci kapsar
ve Tanrıça hilalde bakire formundadır ve
dolunayda Anne formuna geçer, karanlık ayda ise yaşlı bilge-kocakarı formuna
yani karanlık tanrıçaya dönüşür. Bu yüzden her ay döngüsünün özel bir anlamı
vardır.
1.2.1 Hilal
Yeni bir
başlangıcın simgesi olan hilal sürecinde yaşlı koca karı tanrıça Karanlık
Ay’dan sonra saflaşır ve Bakire Tanrıça olarak karşımıza çıkar.
Bu süreç
yenilenme ve büyüyen ay devresinin başlangıcıdır. Artemis bakire tanrıça olarak
hep hilal ile sembolize edilir. Bakire olan Tanrıça’nın özelliği saflığı,
masumiyeti, ve bağımsızlığı ile alakalıdır. Ayrıca hilal dönemi neşe dolu bir
süreçtir ve umudu taşır.
1.2.2 Büyüyen
Ay Süreci – İlk dördün
Ay, Hilal
ile Dolunay arasındaki dönemde büyüyen ay ismini alır. Bu süreç zarfında yarım
daire şeklindeki haline ise ilk dördün denilmektedir. Bu süreçte büyüyen ay
gibi gelişme ve büyüme ile alakalıdır. Ay bir sonraki evresine kadar büyümeye
devam etmektedir.
1.2.3 Şişkin Ay Evresi
Büyüyen ay sürecinde, İlk dördün evresinde
gözlemlediğimiz aydan daha şişkin bir aydır ve
Bakire Tanrıça artık hamiledir.
1.2.4 Dolunay
Dolunay
süreci ise artık Tanrıça’nın anne formunda olduğu ve Ay’ın ışığıyla insanlara
enerji verdiği süreçtir. Tanrıça Selene dolunay ile temsil edilmektedir. Ayrıca
sezgiler, hisler ve duyular daha da güçlenir. Bu sebepledir ki Tanrıça için
yapılan ritüeller dolunay zamanında gerçekleştirilmektedir.
1.2.5 Küçülen ay – Son
dördün
Ay bu evrede tekrar küçülmektedir.
Ve Tanrıça yaşlanmaya başlar, bereketli doğurganlık sürecinden yavaşça karanlık
sürece geçer.
1.2.6 Karanlık Ay veya Yeni Ay
Dünya’dan Ay’ın karanlık tarafının
gözüktüğü ve Ay takviminde “yeni ay” olarak adlandırılan süreçtir. Tanrıça
artık yaşlı, bilge, kocakarı
formundadır. Diğer dünyanın, ruhların ve pek çok gizli, bilgelikleri
fısıldamaya başlamıştır. Tanrıça’nın Karanlık yüzü ortaya çıkar. Tanrıça Hecate
ayın karanlık yüzü ile temsil edilmiş ve büyü, karanlık onun simgeleri
olmuştur.
Ayın tüm bu evreleri
yaşanırken, Tanrıçada bu evrelerden etkilenmektedir. Bu yüzden tanrıça aynı
zamanda ayın enerjisini de temsil eder. Yani Ay’ın, hilal, dolunay ve karanlık
ayına tanrıça da bakire, anne ve yaşlı bilge kocakarı dönüşümleriyle karşılık
verir. Bu yüzden ayın döngüleri tanrıçanın döngülerini temsil eder. Ve Ay, bir
tanrıça olarak kabul edilir Ay anne ya da Ay Tanrıçası olarak adlandırılır.
Ancak
zamanla ayın bu üç yüzüne tek bir tanrıça yetmez. Farklı zamanlarda, farklı
yerleşimlerde de olsa Ay’ın büyüklüğü ve üstünlüğü karşısında aciz kalınmış ve
onun üç farklı yüzünü taşıyan tanrıçalar ortaya çıkmıştır.
1.3 TANRIÇA SELENE
Yunan mitolojisinde
Selene Roma
mitolojisinde Luna ismini almaktadır. Ve, Güneş Tanrısı Helios ve Şafak Tanrıçası Eos ile
birlikte, ışık titanı Hiperion ve
görme titanı Theia (Aethra)’nın üç
çocuğundan biridir. Helios,
gökyüzündeki yolculuğunu bitirdiğinde, Selene kendi yolculuğuna başlamaktadır. [2]
Tanrıça
Selene, ay ışığının yaydığı umudu korumakla görevlidir. Kendisine yardımcı
olarak dünyadan kızlar seçer ve bu kızlar, insanları dünyadaki kötülüklerden
korumaya ve uzak tutmaya çalışmaktadırlar. Ay Titanes’i olarak Selene Ay’ın
Dolunay evresini yansıtır; doğurgan, hamile, dişidir, doğumu, emzirmeyi temsil
eder. Ve bunlarla birlikte geceyi, deniz gelgitlerini, yılın aylarını, deliliği
yönetir.
Sanat
eserlerinde ise Selene bir çift at veya öküz tarafından çekilen gümüş bir savaş
arabasını süren, solgun yüzlü güzel bir kadın olarak tasvir edilmiştir.
Genellikle başında bir hilal ve elinde bir meşale ile bir atı veya boğayı
sürerken resmedilmiştir.
Selene inanışı özellikle Mora yarımadasında güçlü olmuştur.
Selene'nin Roma mitolojisindeki karşılığı, "ay" anlamına gelen Luna'dır.
"Yedi tepeli şehir" Roma'nın iki tepesinde birden bir zamanlar Luna
tapınakları bulunur, yılın belirli zamanları Luna bayramı sayılırdı. Ancak zamanla
Selene'nin yeri Artemis tarafından
alınmıştır, bu nedenle bazı yazarlar onu Artemis gibi tanımlamış ve tasvir
etmişlerdir. Hatta bu nedenle Zeus veya Pallas'ın kızı olarak tanımlandığı da
olmuştur.
1.3.1 Selene ve Endymion
Farklı
efsanelere göre, Karya'lı bir çoban ya da Elis prensi olan Endymion'a Latmos dağındaki bir mağarada
uyurken görüp güzelliğine hayran kalan selene Endymion’u ilelebet o şekilde
güzel ve genç tutması için Zeus’a yalvarır. Çünkü Endymion ölümsüz değildir.
Zeus da bu isteği geri çevirmeyerek Endymion’a ölümsüzlük ve ebedi gençlik
bahşeder. Böylece Selene her gece Endymion’u uyuduğu mağarada ziyaret edip onun
güzelliğini doya doya seyreder. Selene ile Endymion’un 50 kızı (menai- menae)
olur. Bu
kızlar Aylar tanrıçalarıdır. Narsisus’un da bu birleşmeden olduğu söylenir.
Zeus’tan ise Zeus’tan Pandeia (Parlaklık tanrıçası), Ersa (Çiğ tanrıçası) ve
peri/tanrıça Nemeia 3 çocuğu olur.
Helios’tan 4
kızı (Horae – Mevsim tanrıçaları) olur. Ölümlü olan Musaios adında şair bir
oğlu olur. Tabiat tanrısı Pan’la da birlikte olduğu söylenir
1.4 TANRIÇA ARTEMİS
Artemis, Tanrı Zeus ile Tanrıça
Leto’nun
kızıdır. Phoebe olarak da bilinir. Apollon’un
ikiz kız kardeşi, vahşi doğa, avcılık ve ay tanrıçasıdır.
Kardeşinden
bir gün önce doğup Apollon’un doğumu sırasında annesine yardım etmiştir. Annesinin
çektiği acıyı gören Artemis evlenmemeye ve bakire kalmaya yemin etmiştir.
Apollon güneşi, Artemis ise ayı temsil eder; Apollon’a "Phoebos"
(parlak, ışıklı) denildiği gibi, Artemis’e de "Phoebe" denilmektedir.
İkisi de yayla silahlanmıştır, oklar atarlar; oklar güneş ve ay ışınlarının
sembolüdür.
Artemis ve avcıları bakirelik yemini etmiştir. Artemis
bütün avcılarını ölümsüz kılmıştır. Satirler Artemis ve avcıların hayranıdırlar. Fakat hiçbir erkek
veya satir asla Artemis ve avcılarına yaklaşamamaktadır. Artemis kendine
yaklaşan erkekleri ya bir çeşit geyiğe ya da tavşana çevirerek onları
cezalandırmıştır. Bunun yanında Artemis bakireliğini bir erkeğe verip gebe
kalan avcıları okuyla öldürmüştür.
Sonraları Artemis adına farklı kültler oluşmuştur.
Bunlardan biri, Efes’te göğsü 17 ile 40 arasında değişen sayıda memelerle kaplı
bir tanrıça külttüdür. Anadolulu etkiler taşıyan Artemis Kibele ve
Diana’dan farklı olmakla birlikte onların etkilerini de yansıtmaktadır. Bu
yüzden Dünya’nın yedi harikalarından sayılan Efes Artemis tapınağı yapılmış ve
binlerce insan tarafından tapınılmıştır.
1.5 TANRIÇA
HECATE
Hecate, ay, gece, hayaletler, büyücülük, cadılık gibi karanlık
konularla bağlantılı, gizemli bir tanrıçadır. İkinci kuşak Titanlardan Perses ile - yine astroloji ve kehanetle yakından ilgili olan Asteria'nın
çocuğudur. Genellikle her iki elinde birer meşale tutarken tasvir edildiği vazo resimlerinin kiminde, Artemis gibi, avcı çizmeleri ve diz boyu etek giymiştir. Heykel
sanatında ise, kavşaklar tanrıçası olarak, sıklıkla üçlü formda betimlenmiştir. Anadolu kaynaklı olan Hekate inanışının en önemli merkezi, Yatağan ilçesinin antik Lagina kentidir. Hekate, Demeter’in kaçırılan
kızı Persephone’yi
bulmaya çalışırken Demeter'e yardımcı olması sonucunda
gerek Persephone'nin gerekse Hades'in gözdesi olmuştur. Ayrıca Zeus’un titanlarla olan savaşında, titanların soyundan
gelmesine rağmen Zeus’a yardım etmiştir. Bu yüzden Zeus savaşı kazanıp başa
geçtiğinde Hecate’nin güçlerine dokunmamıştır. Ve Zeus gökyüzünü, Poseidon
denizleri, Hades yer altını yönetirken; Hekate’ye bu üç ilahi krallıkta
da hakimiyet hakkı tanımıştır. Hecate,
Olympos tanrıları için en ayrıcalıklı ve saygın Titandır.
Mitolojide
pek çok tanrıçayla özdeşleştirilmiş, ama bilhassa Artemis ve Selene ile bir tutulmuş olan Hekate'nin
sembolleri, çifte meşale, kama, köpekler ve anahtarlardır. Hekate'nin Roma
mitolojisindeki karşılığı Trivia'dır. Hekate,
günlük nimetleri bağışladığı ve refaha kavuşturduğu inancıyla evleri ve
tapındıkları koruyucu bir tanrıçadır. Kendisine sunuda bulunan veya yakaranları
huzura ermemiş ölülerin ruhlarından koruduğuna inanılan Hekate'ye adanan
tapınak ve sunaklar (Hekatesion), evlerin de şehirlerin de girişinde inşa
edilirdi. Zamanla, üç başlı Hekate tasvirleri sadece evlerin ya da kentlerin
girişlerine değil, üç yol ağzı biçimindeki, üçlü kavşakların başına da konur
olmuştur. Yeni ay gökte belirdiği zaman bu sunaklara türlü yiyecekler
bırakılmıştır. Trivia ismi buradan gelmektedir.
Hekate çoğunlukla, sırt
sırta vermiş üç beden olarak tasvir edilmiştir. Bu yapısından dolayı Romalılar
ona Trivia demişlerdir. Trivia ‘üç yol’ anlamına gelmektedir. Yol ayrımları, kavşaklar,
girişlerle ilişkilendirilmiştir. Hekate’nin bu üçlü formu; genç kız,
anne ve yaşlı bilge kocakadın olarak üç aşamayla da ilişkilendirilmiştir.
Özellikle evrelerindeki büyüyen ay genç kız, dolunay anne ve küçülen ay yaşlı
kadın olarak tasvir edilmiştir. Hekate
tasvirleri ya tek ya da üç gövdeli, fakat her zaman altı kolludur. Hekate'nin
dört yüzlü tasvirleri de mevcuttur. Bazı tasvirlerde Hekate'ye köpek, at, yılan
gibi hayvanlar eşlik eder.
Hekate tapınaklarının en önemlisi, antik Lagina kentidir.
Tapınağın rahibeleri genç kızlar arasından seçilir, karanlık ay zamanlarında
tanrıça onuruna düzenlenen ritüellere katılır, ellerinde Hekate'nin
sembollerinden olan anahtarlar taşırlardı.
1.6 YUNAN MİTOLOJİSİ’NDEKİ DİĞER AY
TANRIÇALARI
1.6.1 Hyperion
Gaia ve Uranos’tan türemiş olan
birinci kuşak titanlardan olan Hyperion, Eos ve Helios’un babasıdır. Yunanca
‘hyper’ ve ‘ion’ kelimelerinin birleşiminden meydana gelen Hyperion göksel
ışık, yukarıda gezen, yukarıdan izleyen, anlamındadır.
1.6.2 Phoebe
Phoebe ayın parlak halini
tanımlamaktadır. Uranus ve Gaia'nin çocukları olan Titanlardandır.
Bu yüzden ayla ilişkilendirilen Phoebe çok güçlü bir kahindir, Delphi tapınağı
kehanet merkezidir.
1.6.3 Theia
Ay
tanrıçası Selene, Şafak Tanrıçası Eos ve Güneş Tanrısı Helios’un annesi Gaia ve
Uranos’un kızı dişi bir titandır. Işık ve parıltıyla bağlantılı olan bu titan
için Yunanistan’ın Phthiotis bölgesinde bir
tapınak inşa edilmiştir.
Evrenin
oluşumunu anlatan efsanelerin pek çoğunda gerek titanlar gerekse periler dişil
yönleriyle anlatılmaktadır. Hele ki bu durum parıltı, ışık, güneş ve aya
geldiğinde kesin bir kanaat vardır. Çünkü ay ve dişilik arasında büyük bir
benzerlik bulunmaktadır. Farklı dönemlerde farklı özellikler göstererek
değişmesi, mistik olması, bazen umut bazen korku saçması aya dişi bir kimlik
kazandırmaya yetiyor da artıyor bile. Ancak bu tapınımların ne zaman başladığı,
bir kült haline geldiğine dair kesin bir bilgiden söz edilmez. Arkeolojik
veriler dışında mitolojik kaynaklar bu efsanelere kaynaklık etmektedir.
Günümüzde
sadece kendimizi yalnız hissettiğimiz akşamlarda gökyüzüne baktığımızda
görebildiğimiz ay, binlerce yıllık Yunan kültüründe sadece bir ışık kaynağı
olmayıp, farklı zaman dilimleri ve bölgelerde Hyperion, Phoebe, Theia, Selene,
Artemis ve Hekate olarak anılmış, evlerde, tapınaklarda çeşitli şekillerde
tapınılmıştır. Bu ritüeller ayın gökyüzündeki döngüleriyle paralel oluşturulmuş
ve zaman içerisinde şekillenmiştir.
Teselya Cadıları ayı gökyüzünden çekme ritüeli
TANRIÇA SELENE
TANRIÇA HEKATE
KAYNAKÇA
Büyüközer A. (2006), ‘Lagina Hekate Tapınağı’nın Matematiksel Oranları’ Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Arkeoloji Ana Bilim Dalı
Büyüközer A. (2006), ‘Lagina Hekate Tapınağı’nın Matematiksel Oranları’ Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Arkeoloji Ana Bilim Dalı
Erhat A. (2013), Mitoloji Sözlüğü, Remzi Kitabevi, İstanbul
E. Efe. 4 ekim 2013, Tanrıça Serisi 4: Kadim
Ay Tanrıçası’nın Sırrı, İndigo Dergisi;
97
< www.indigo.com >
< www.indigo.com >
Er Y. (2006), Klasik Arkeoloji Sözlüğü, Phoenix Yayınları, Ankara
Karagöz
Ş. (2002), Küçük Asya’ya Özgü bir Tanrıça: Hekate, Anadolu Araştırmaları XVI, İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Hititoloji, Prehistorya ve
Önasya Arkeolojisi ve Eskiçağ Anabilim Dalları Yayınları
[1] Eğer aya emir verirsem, o
aşağı gelecektir ve eğer gündüzü tutmak istersem, gece başımın üzerinden
gitmeyecektir; ve yeniden, denize açılmak istersem, gemiye ihtiyacım yoktur ve
eğer gökyüzü boyunca uçmak istersem, ben ağırlığımdan arınığım… ” Teselya
Cadıları
[2] E. Azra
(2013), Mitoloji Sözlüğü, İstanbul, Remzi Kitabevi; 269
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder