27 Mart 2017 Pazartesi

YUNAN DÜNYASINDA AY TAPINIMI


     

         Yer kürenin var oluşundan bu yana yaşayan ve canlılıkla yeni anlamlar kazanan iki büyük gezegen;  ilkokuldan beri öğrendiğimiz ısı ve ışık kaynağımız Güneş ve Dünyamızın uydusu Ay. Günümüzde bilim sayesinde güneş ve ay hakkında pek çok bilgiye sahibiz. Ancak bundan binlerce ve hatta milyonlarca yıl öncesinde gündüzleri ve geceleri parlayan birer noktacıktı onlar. Bu gizemli parlak noktacıklar bir zaman sonra kültleşti.
Ay kültü neredeyse her eski gelenekte ve kültürde yer edinmiştir. Bunların en önemlisi Mısır mitolojisini olduğu gibi, antik Yunan ve Roma mitolojilerini de unutmamak gerekir. Ancak tüm bu farklı kültürlerde görülen kültlerin ortak özelliği, gezegenlere yüklenilen özelliklerin, onları simgeleyen tanrı ve tanrıçalara da yüklenilmiş olmasıdır. Ve bu yönde de ritüeller farklılaşmaktadır. Örneğin Güneş kültü dışa, Ay kültü içe dönüktür. Yani Ay kültünde sezgiler, içgüdüler ve ritüeller ön plandadır. Bu yüzden Ay ışığı altında şarkılar söylenip dans edilir ve insanlar bilinçaltlarındakini bir trans haliyle dışarı çıkartırlar. Bu yüzden ayın sırları aynı zamanda bilinçaltımızın sırlarıdır. İşte bu nedenle Ay’ın sırrı bunu anlatırken Ay Tanrıçası elinde ki meşaleyle yani ayın ışığıyla, yol gösterir.

1.1 AY KÜLTÜ
Tarih boyunca Ay kültünün bulunduğu merkezler olmuştur. Örneğin İtalya’da Diana kültü veya Teselya’da bulunan Ay kültü buna örnektir. Bu merkezlerde pek çok ritüel yapılmıştır.
Bunlardan en eski olanlarından biri ayı aşağı çekme ritüelidir. Bu ritüel ancak yüksek rahibe kadınlar tarafından yapılır. Bu rahibelerden en bilineni Teselya’da yaşayan cadılardır. Aynı zamanda kahin olan cadıların Tanrıça’nın verdiği güçle Ay’ı kontrol edebildiklerine inanılır.[1] (res-1)
Bu ritüeller dolunay zamanı yapılır ve ıssız orman içleri tercih edilmektedir. Rahibelerin çıplak olması, tamamen arınık olmanın ve kutsal giysi olan bedenin sembolü olarak kabul edilir. Başrahibeye hilalden gümüş bir taç takılır, bu tacın önemli bir ritüel aracı olduğu gibi, onun kılıcını gökyüzüne kaldırmasıyla ritüel başlamaktadır. Başrahibe trans haline geçer ve çeşitli dualar, tılsımlar ile Ayın enerjisini vücuduna almaya başlar. Bir süre sonra Ay Tanrıçası, başrahibenin bedeniyle bütünleşir ve başrahibe vasıtasıyla kişilerle konuşur, onları kutsar, onlara ayın enerjisini verir. Yani Tanrıça, bu ritüel ile, başrahibenin vücudu aracılığıyla kehanetlerde bulunur ve oradakileri kutsar. Bu yüzden ritüel gizli ve bir şekilde yapılır.

1.2 AY’IN DÖNGÜLERİ VE ÜÇLÜ TANRIÇA
            Ay’ın döngüleri aynı zamanda Ay Tanrıçası’nın döngüleridir, Tanrıça’nın değişimlerinin Ay’ın değişimlerinde görülmesi bundandır. Ve bu yüzden döngüler kutlanırken büyük önem verilir. Yani Tanrıça üç yüzlüdür, bakire, anne ve yaşlı, bilge, kocakarı. Tanrıça gibi Ay’da üç yüzlüdür, hilal, dolunay ve karanlık ay. Bu döngüler ortak bir süreci kapsar ve  Tanrıça hilalde bakire formundadır ve dolunayda Anne formuna geçer, karanlık ayda ise yaşlı bilge-kocakarı formuna yani karanlık tanrıçaya dönüşür.  Bu yüzden her ay döngüsünün özel bir anlamı vardır.
    
1.2.1 Hilal
Yeni bir başlangıcın simgesi olan hilal sürecinde yaşlı koca karı tanrıça Karanlık Ay’dan sonra saflaşır ve Bakire Tanrıça olarak karşımıza çıkar.
Bu süreç yenilenme ve büyüyen ay devresinin başlangıcıdır. Artemis bakire tanrıça olarak hep hilal ile sembolize edilir. Bakire olan Tanrıça’nın özelliği saflığı, masumiyeti, ve bağımsızlığı ile alakalıdır. Ayrıca hilal dönemi neşe dolu bir süreçtir ve umudu taşır.



1.2.2 Büyüyen Ay Süreci – İlk dördün
Ay, Hilal ile Dolunay arasındaki dönemde büyüyen ay ismini alır. Bu süreç zarfında yarım daire şeklindeki haline ise ilk dördün denilmektedir. Bu süreçte büyüyen ay gibi gelişme ve büyüme ile alakalıdır. Ay bir sonraki evresine kadar büyümeye devam etmektedir.

1.2.3 Şişkin Ay Evresi
Büyüyen ay sürecinde, İlk dördün evresinde gözlemlediğimiz aydan daha şişkin bir aydır ve  Bakire Tanrıça artık hamiledir.
 

1.2.4 Dolunay
Dolunay süreci ise artık Tanrıça’nın anne formunda olduğu ve Ay’ın ışığıyla insanlara enerji verdiği süreçtir. Tanrıça Selene dolunay ile temsil edilmektedir. Ayrıca sezgiler, hisler ve duyular daha da güçlenir. Bu sebepledir ki Tanrıça için yapılan ritüeller dolunay zamanında gerçekleştirilmektedir.

1.2.5 Küçülen ay – Son dördün
Ay bu evrede tekrar küçülmektedir. Ve Tanrıça yaşlanmaya başlar, bereketli doğurganlık sürecinden yavaşça karanlık sürece geçer.

1.2.6 Karanlık Ay veya Yeni Ay
Dünya’dan Ay’ın karanlık tarafının gözüktüğü ve Ay takviminde “yeni ay” olarak adlandırılan süreçtir. Tanrıça artık yaşlı,  bilge, kocakarı formundadır. Diğer dünyanın, ruhların ve pek çok gizli, bilgelikleri fısıldamaya başlamıştır. Tanrıça’nın Karanlık yüzü ortaya çıkar. Tanrıça Hecate ayın karanlık yüzü ile temsil edilmiş ve büyü, karanlık onun simgeleri olmuştur.
Ayın tüm bu evreleri yaşanırken, Tanrıçada bu evrelerden etkilenmektedir. Bu yüzden tanrıça aynı zamanda ayın enerjisini de temsil eder. Yani Ay’ın, hilal, dolunay ve karanlık ayına tanrıça da bakire, anne ve yaşlı bilge kocakarı dönüşümleriyle karşılık verir. Bu yüzden ayın döngüleri tanrıçanın döngülerini temsil eder. Ve Ay, bir tanrıça olarak kabul edilir Ay anne ya da Ay Tanrıçası olarak adlandırılır.
Ancak zamanla ayın bu üç yüzüne tek bir tanrıça yetmez. Farklı zamanlarda, farklı yerleşimlerde de olsa Ay’ın büyüklüğü ve üstünlüğü karşısında aciz kalınmış ve onun üç farklı yüzünü taşıyan tanrıçalar ortaya çıkmıştır.


1.3 TANRIÇA SELENE
Yunan mitolojisinde Selene Roma mitolojisinde Luna ismini almaktadır. Ve, Güneş Tanrısı  Helios ve Şafak Tanrıçası Eos ile birlikte, ışık titanı Hiperion ve görme titanı Theia (Aethra)’nın  üç çocuğundan biridir.  Helios, gökyüzündeki yolculuğunu bitirdiğinde, Selene kendi yolculuğuna başlamaktadır. [2]
Tanrıça Selene, ay ışığının yaydığı umudu korumakla görevlidir. Kendisine yardımcı olarak dünyadan kızlar seçer ve bu kızlar, insanları dünyadaki kötülüklerden korumaya ve uzak tutmaya çalışmaktadırlar. Ay Titanes’i olarak Selene Ay’ın Dolunay evresini yansıtır; doğurgan, hamile, dişidir, doğumu, emzirmeyi temsil eder. Ve bunlarla birlikte geceyi, deniz gelgitlerini, yılın aylarını, deliliği yönetir. 
Sanat eserlerinde ise Selene bir çift at veya öküz tarafından çekilen gümüş bir savaş arabasını süren, solgun yüzlü güzel bir kadın olarak tasvir edilmiştir. Genellikle başında bir hilal ve elinde bir meşale ile bir atı veya boğayı sürerken resmedilmiştir.
Selene inanışı özellikle Mora yarımadasında güçlü olmuştur. Selene'nin Roma mitolojisindeki karşılığı, "ay" anlamına gelen Luna'dır. "Yedi tepeli şehir" Roma'nın iki tepesinde birden bir zamanlar Luna tapınakları bulunur, yılın belirli zamanları Luna bayramı sayılırdı. Ancak zamanla Selene'nin yeri Artemis tarafından alınmıştır, bu nedenle bazı yazarlar onu Artemis gibi tanımlamış ve tasvir etmişlerdir. Hatta bu nedenle Zeus veya Pallas'ın kızı olarak tanımlandığı da olmuştur.

1.3.1 Selene ve Endymion
Farklı efsanelere göre, Karya'lı bir çoban ya da Elis prensi olan Endymion'a Latmos dağındaki bir mağarada uyurken görüp güzelliğine hayran kalan selene Endymion’u ilelebet o şekilde güzel ve genç tutması için Zeus’a yalvarır. Çünkü Endymion ölümsüz değildir. Zeus da bu isteği geri çevirmeyerek Endymion’a ölümsüzlük ve ebedi gençlik bahşeder. Böylece Selene her gece Endymion’u uyuduğu mağarada ziyaret edip onun güzelliğini doya doya seyreder. Selene ile Endymion’un 50 kızı (menai- menae) olur. Bu kızlar Aylar tanrıçalarıdır. Narsisus’un da bu birleşmeden olduğu söylenir. Zeus’tan ise Zeus’tan Pandeia (Parlaklık tanrıçası), Ersa (Çiğ tanrıçası) ve peri/tanrıça Nemeia 3 çocuğu olur.
Helios’tan 4 kızı (Horae – Mevsim tanrıçaları) olur. Ölümlü olan Musaios adında şair bir oğlu olur. Tabiat tanrısı Pan’la da birlikte olduğu söylenir

1.4 TANRIÇA ARTEMİS
Artemis, Tanrı Zeus ile Tanrıça Leto’nun kızıdır. Phoebe olarak da bilinir. Apollon’un ikiz kız kardeşi, vahşi doğa, avcılık ve ay tanrıçasıdır.
Kardeşinden bir gün önce doğup Apollon’un doğumu sırasında annesine yardım etmiştir. Annesinin çektiği acıyı gören Artemis evlenmemeye ve bakire kalmaya yemin etmiştir. Apollon güneşi, Artemis ise ayı temsil eder; Apollon’a "Phoebos" (parlak, ışıklı) denildiği gibi, Artemis’e de "Phoebe" denilmektedir. İkisi de yayla silahlanmıştır, oklar atarlar; oklar güneş ve ay ışınlarının sembolüdür.
Artemis ve avcıları bakirelik yemini etmiştir. Artemis bütün avcılarını ölümsüz kılmıştır. Satirler Artemis ve avcıların hayranıdırlar. Fakat hiçbir erkek veya satir asla Artemis ve avcılarına yaklaşamamaktadır. Artemis kendine yaklaşan erkekleri ya bir çeşit geyiğe ya da tavşana çevirerek onları cezalandırmıştır. Bunun yanında Artemis bakireliğini bir erkeğe verip gebe kalan avcıları okuyla öldürmüştür.
Sonraları Artemis adına farklı kültler oluşmuştur. Bunlardan biri, Efeste göğsü 17 ile 40 arasında değişen sayıda memelerle kaplı bir tanrıça külttüdür. Anadolulu etkiler taşıyan Artemis Kibele ve Diana’dan farklı olmakla birlikte onların etkilerini de yansıtmaktadır. Bu yüzden Dünya’nın yedi harikalarından sayılan Efes Artemis tapınağı yapılmış ve binlerce insan tarafından tapınılmıştır.

1.5 TANRIÇA HECATE
Hecate, ay, gece, hayaletler, büyücülük, cadılık gibi karanlık konularla bağlantılı, gizemli bir tanrıçadır. İkinci kuşak Titanlardan Perses ile - yine astroloji ve kehanetle yakından ilgili olan Asteria'nın çocuğudur. Genellikle her iki elinde birer meşale tutarken tasvir edildiği vazo resimlerinin kiminde, Artemis gibi, avcı çizmeleri ve diz boyu etek giymiştir. Heykel sanatında ise, kavşaklar tanrıçası olarak, sıklıkla üçlü formda betimlenmiştir. Anadolu kaynaklı olan Hekate inanışının en önemli merkezi, Yatağan ilçesinin antik Lagina kentidir. Hekate, Demeter’in kaçırılan kızı Persephone’yi bulmaya çalışırken Demeter'e yardımcı olması sonucunda gerek Persephone'nin gerekse Hades'in gözdesi olmuştur. Ayrıca Zeus’un titanlarla olan savaşında, titanların soyundan gelmesine rağmen Zeus’a yardım etmiştir. Bu yüzden Zeus savaşı kazanıp başa geçtiğinde Hecate’nin güçlerine dokunmamıştır. Ve Zeus gökyüzünü, Poseidon denizleri, Hades yer altını yönetirken; Hekate’ye bu üç ilahi krallıkta da hakimiyet hakkı tanımıştır. Hecate, Olympos tanrıları için en ayrıcalıklı ve saygın Titandır.
Mitolojide pek çok tanrıçayla özdeşleştirilmiş, ama bilhassa Artemis ve Selene ile bir tutulmuş olan Hekate'nin sembolleri, çifte meşale, kama, köpekler ve anahtarlardır. Hekate'nin Roma mitolojisindeki karşılığı Trivia'dır. Hekate, günlük nimetleri bağışladığı ve refaha kavuşturduğu inancıyla evleri ve tapındıkları koruyucu bir tanrıçadır. Kendisine sunuda bulunan veya yakaranları huzura ermemiş ölülerin ruhlarından koruduğuna inanılan Hekate'ye adanan tapınak ve sunaklar (Hekatesion), evlerin de şehirlerin de girişinde inşa edilirdi. Zamanla, üç başlı Hekate tasvirleri sadece evlerin ya da kentlerin girişlerine değil, üç yol ağzı biçimindeki, üçlü kavşakların başına da konur olmuştur. Yeni ay gökte belirdiği zaman bu sunaklara türlü yiyecekler bırakılmıştır. Trivia ismi buradan gelmektedir.
Hekate çoğunlukla, sırt sırta vermiş üç beden olarak tasvir edilmiştir. Bu yapısından dolayı Romalılar ona Trivia demişlerdir. Trivia ‘üç yol’ anlamına gelmektedir. Yol ayrımları, kavşaklar, girişlerle ilişkilendirilmiştir. Hekate’nin bu üçlü formu; genç kız, anne ve yaşlı bilge kocakadın olarak üç aşamayla da ilişkilendirilmiştir. Özellikle evrelerindeki büyüyen ay genç kız, dolunay anne ve küçülen ay yaşlı kadın olarak tasvir edilmiştir. Hekate tasvirleri ya tek ya da üç gövdeli, fakat her zaman altı kolludur. Hekate'nin dört yüzlü tasvirleri de mevcuttur. Bazı tasvirlerde Hekate'ye köpek, at, yılan gibi hayvanlar eşlik eder.
Hekate tapınaklarının en önemlisi, antik Lagina kentidir. Tapınağın rahibeleri genç kızlar arasından seçilir, karanlık ay zamanlarında tanrıça onuruna düzenlenen ritüellere katılır, ellerinde Hekate'nin sembollerinden olan anahtarlar taşırlardı.

1.6 YUNAN MİTOLOJİSİ’NDEKİ DİĞER AY TANRIÇALARI
1.6.1 Hyperion
            Gaia ve Uranos’tan türemiş olan birinci kuşak titanlardan olan Hyperion, Eos ve Helios’un babasıdır. Yunanca ‘hyper’ ve ‘ion’ kelimelerinin birleşiminden meydana gelen Hyperion göksel ışık, yukarıda gezen, yukarıdan izleyen, anlamındadır.

1.6.2 Phoebe
Phoebe ayın parlak halini tanımlamaktadır. Uranus ve  Gaia'nin çocukları olan Titanlardandır. Bu yüzden ayla ilişkilendirilen Phoebe çok güçlü bir kahindir, Delphi tapınağı kehanet merkezidir.

1.6.3 Theia
Ay tanrıçası Selene, Şafak Tanrıçası Eos ve Güneş Tanrısı Helios’un annesi Gaia ve Uranos’un kızı dişi bir titandır. Işık ve parıltıyla bağlantılı olan bu titan için Yunanistan’ın Phthiotis bölgesinde bir tapınak inşa edilmiştir.

 Evrenin oluşumunu anlatan efsanelerin pek çoğunda gerek titanlar gerekse periler dişil yönleriyle anlatılmaktadır. Hele ki bu durum parıltı, ışık, güneş ve aya geldiğinde kesin bir kanaat vardır. Çünkü ay ve dişilik arasında büyük bir benzerlik bulunmaktadır. Farklı dönemlerde farklı özellikler göstererek değişmesi, mistik olması, bazen umut bazen korku saçması aya dişi bir kimlik kazandırmaya yetiyor da artıyor bile. Ancak bu tapınımların ne zaman başladığı, bir kült haline geldiğine dair kesin bir bilgiden söz edilmez. Arkeolojik veriler dışında mitolojik kaynaklar bu efsanelere kaynaklık etmektedir.


            Günümüzde sadece kendimizi yalnız hissettiğimiz akşamlarda gökyüzüne baktığımızda görebildiğimiz ay, binlerce yıllık Yunan kültüründe sadece bir ışık kaynağı olmayıp, farklı zaman dilimleri ve bölgelerde Hyperion, Phoebe, Theia, Selene, Artemis ve Hekate olarak anılmış, evlerde, tapınaklarda çeşitli şekillerde tapınılmıştır. Bu ritüeller ayın gökyüzündeki döngüleriyle paralel oluşturulmuş ve zaman içerisinde şekillenmiştir.





Teselya Cadıları ayı gökyüzünden çekme ritüeli
 







TANRIÇA SELENE





 TANRIÇA HEKATE









KAYNAKÇA

Büyüközer A. (2006), ‘Lagina Hekate Tapınağı’nın Matematiksel Oranları’ Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Arkeoloji Ana Bilim Dalı

Erhat A. (2013), Mitoloji Sözlüğü, Remzi Kitabevi, İstanbul

E. Efe. 4 ekim 2013,  Tanrıça Serisi 4: Kadim Ay Tanrıçası’nın Sırrı, İndigo Dergisi; 97
< www.indigo.com >

Er Y. (2006), Klasik Arkeoloji Sözlüğü, Phoenix Yayınları, Ankara

Karagöz Ş. (2002), Küçük Asya’ya Özgü bir Tanrıça: Hekate, Anadolu Araştırmaları XVI, İstanbul: İstanbul Üniversitesi  Edebiyat Fakültesi Hititoloji, Prehistorya ve Önasya Arkeolojisi ve Eskiçağ Anabilim Dalları Yayınları


[1] Eğer aya emir verirsem, o aşağı gelecektir ve eğer gündüzü tutmak istersem, gece başımın üzerinden gitmeyecektir; ve yeniden, denize açılmak istersem, gemiye ihtiyacım yoktur ve eğer gökyüzü boyunca uçmak istersem, ben ağırlığımdan arınığım… ” Teselya Cadıları

[2] E. Azra (2013), Mitoloji Sözlüğü, İstanbul, Remzi Kitabevi; 269

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder